İki muhteşem Fıkra Peşpeşe

Yaşlı bir Kafkasyalı (Adige) mağazaya girer, Tezgahtara iki adet takım elbise almak istediğini söyler. Tezgahtar; -Dede, sen zaten 80 yaşındasın, iki takım elbiseye ne gerek var? Bir elbise alırsan sana ömrünün sonuna kadar yeter... -Birini kendime birinide babama almak istiyorum.

İki muhteşem Fıkra Peşpeşe
22 Temmuz 2019 - 22:27
Tezgahtar şaşkınlıkla
-Siz 80 yaşında olduğunuza göre babanız 105 yaşında olmalı...?

    -Evet, Dedemin düğününe gideceğizde
    -Aa babanız 105 yaşında ise dedeniz 130 yaşındadır o zaman?

      -evet
      - Dedeniz evlenmek mi istiyor? tekrar

        -Yoo aslında kendisi pekte istemiyor ama annesi ve babası ısrar ediyorlar.

        Kayserili baba ve oğlu
        Kayserili oğlanın 100.000 TL’ye ihtiyacı vardır.
        Babasından bu parayı nasıl alacağını düşünürken aklına bir çözüm gelir ve babasına:
        – Babacım 800 bine ihtiyacım var. Verir misin? Der.
        Kayserili Baba:
        – Anlamadım! 500 bin mi dedin sen?
        – Oğlum aklını mı şaştın? Ne yapacaksın sen 350 bini…
        – 250 bin lira neyine yetmiyor senin der ve devam eder.
        – Al bakalım sana 150 bin lira diyerek oğluna kasadan çıkarıp 100 bin lira verir…
        Oğlu gülümseyerek:
        – Babacım zaten benim 100 bin liraya ihtiyacım vardı..der.
        Kayserili baba ise:
        – Bizim uyanık geçinen oğlana da bak sen…
        – Demek ki sana sahte paralardan çıkarıp vermeseydim kazıklayacaktın beni…

        Paranın Faizi
        Kayserili bir iş adamı tatilini geçirmek üzere bir köye gider. Burada cüzdanını düşürür.İçerisinde yüz milyon lira vardır.Bir zaman sonra cüzdanı bulan bir köylü Kayseriliye mektup yazar ve cüzdanını gelip almasını söyler. Kayserili gelir ve cüzdanı alır. İçini açıp parayı sayar ve alnını kırıştırır. Bunu gören köylü:
        -Ne o? Yüz milyondan fazla mı para vardı? diye sorar.
        Kayserili:
        – Bu para iki aydır bende değil, bunun faizini kim verecek?

        Kuru Ekmek
        Kayserili çok cimri olan bir köylü yemek zamanı reçeli sofraya kapağı kapalı olarak getirir, çocuklarda ekmeklerini reçelin kavanozuna süre süre yermiş.
        Daha sonra adam kavanozu alır ve dolaba kilitlermiş.
        Köylü birgün tarlada çalışırken, reçelin dolapta kilitli kaldığı aklına gelmiş ve çocukları katıksız kalmasın diye öğle yemeği sırasında eve geri dönmüş. Bir de ne görsün… Çocuklar ekmeklerini dolaba sürüp öyle yiyorlar. Dayanamayarak söylenmiş:
        -Yahu birgün de kuru ekmek yiyemez misiniz?

        Yahudi ile Kayserili
        Yahudi’nin biri Kayseri pazarına topal eşeğini satmaya gelir.
        Yahudi, eşeğinin topal olduğunun anlaşılmaması için ayaklarına çivi çakar. Az sonra bir müşteri gelerek bu eşeği satın alacağını söyler.
        Bizimki eşeğe bir bakar ki ayaklarına çivi çakılmış. Bu çivileri çıkarırsa hayvanın düzelebileceğini düşünmüş. Başlamışlar pazarlık yapmaya:
        Yahudi:
        –Kardeş sen nerelisin?
        Müşteri:
        –Kayseriliyim:
        Yahudi hayatında ilk defa bu kadar saf bir Kayserili gördüğünden hayrete düşer. Pazarlıkta anlaşılır ve Yahudi eşeğini satar. Yahudi ertesi gün kahvehaneye gelerek:
        –Ne olduğu Türk dostlarım! Bir de Kayseriliyim diye övünürdünüz. Topal eşeği size nasılda sattım?
        Hemen, eşeği alan adamın arkadaşı haber vermeye gitmiş. Bu eşeğin doğuştan sakat olduğunu anlatmış.
        Kayserili: “Vay anasını. Verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım ha…“

        FACEBOOK YORUMLAR